Çevresel sorunlar herkesin gündemindeyken gerek tüketiciler gerekse de şirketler çevre sorunlarını azaltmak için kalıcı çözümler arıyor. En başta da lastik sanayii. Lastik üretimi, birçok doğal ve kimyasal kaynağın tüketilmesini gerektiriyor. Atık haline gelen lastiklerin geri dönüşümü, ağır bir süreci gerektiriyor. Dolaysıyla karbon ayak izini düşürmek için lastik üreticileri hangi adımları atıyor? Lastik markaları, çevrenin korunmasına yönelik ne gibi çözümler üretiyor?

tarafındanYayınlanma Tarihi: Haziran 16, 2021Categories: Markalar ve modeller1006 kelime5.1 dakika okuma
Karbon ayak izi: Lastik markalarının kürsel ısınmaya karşı geliştirdiği çözümler
Lastik markaları, doğaya verdikleri zararı nasıl azaltabilir? © iStock

Çevresel sürdürülebilirlik : lastik markalarının karnesi?

Gerek lastik üreticilerinin piyasaya sunduğu ürünlerde gerekse de bu şirketlerin çevre politikalarında, sürdürülebilir çözümler uygulanmaya çalışılıyor. Lastik, bilindiği üzere, günlük hareketlilik için vazgeçilmez bir parça. Fakat bu ürünlerde yer alan madde ve malzemeler, çevre dostu olamayabiliyor. Bu nedenle birçok lastik üreticisi, çevre dostu ürünler geliştirmeyi hedefliyor.

Pirelli küresel iklim değişikliğine karşı nasıl mücadele ediyor?

Pirelli, peş peşe ikinci kez iklim değişikliğine karşı attğı adımlar sayesinde dünya lideri olarak seçildi. İtalyan lastik üreticiyle birlikte Sumitomo ve Yokohama lastik markaları da en yüksek not olan “A” notunu elde ediyorMichelin ve Bridgestone ise A- notunu kazanıyor. GoodyearNokian ve Continental firmaları ise B notuna sahip.

Bu doğrultuda İtalyan lastik markası, Karbon Saydamlık Projesi’nin (CDP) Climate A listesinde yer alıyor. Kâr amacı gütmeyen bu uluslararası kuruluş, doğal kaynakları korumak amacıyla iş dünyasının işleyiş şeklini değiştirmeyi hedefliyor. Su ve orman-risk verilerini elinde bulunduran kuruluş, şirketlerin ve devlet kurumlarının  karbon ayak izini azaltmalarına yardımcı oluyor.

Pirelli, bu notu şu uygulamaları sayesinde elde etti:

  • Sera etkisine sahip gazların salınımını ve diğer çevresel riskleri azaltmak
  • Düşük CO2 salınımına dayalı ekonomik sürdürebilirlik
  • Çevresel risk yönetiminin geliştirilmesinde bilgi saydamlığının kullanımı
  • En doğru iklim değişikliği stratejisi

Sıfır CO2 salınımı nasıl elde edilir? Michelin’in hedefi

Michelin, imalattan nakliyata ve tüketiciler tarafından kullanımına kadar lastiklerin, yaşam döngüsünün her kademesinde sıfır CO2 salınımı stratejisini tanıttı.

Dünya üzerindeki sera etkisi yaratan gaz salınımlarının %23’ü taşımacılık sektörü tarafından oluşturuluyor.

Sürdürülebilir hareketliliğe bağlılığını kanıtlamış olan Michelin, enerji dönüşümünü hızlandırmak için birçok hedef belirlemiş durumda:

  • 2050 yılından önce tüm fabrikalarında sıfır CO2 salınımı seviyesini yakalamak
  • 2030 yılından önce, lastiklerin neden olduğu yakıt tüketimini %20 azaltmak

Peki Michelin, küresel iklim değişikliğine karşı açtğı bu kapsamlı ve cesur savaşta zafere nasıl ulaşacak?

  • Michelin, Avrupa’daki tüm fabrikalarında yenilenebilir kaynaklı elektrik kullanmayı sürdürecek. Bu yaklaşım sayesinde  CO2 salınımları, 2010 ile 2018 yılları arasında %22 oranında düşürüldü.
  • 2030 yılından önce kömür kullanımına son vererek yenilenebilir enerjiler kullanmaya başlamak
  • Taşımacılık faaliyetlerinin ve şirket içi kat edilen mesafelerin azaltılması;  kimi güzergarlarda kamyon yerine tren kullanmak veya daha başka taşımacılık modellerinin kullanılması
  • Tüketicilere, tüm kullanım ömrü boyunca üstün performans ömrü ve daha az yakıt tüketen lastikler sunmak.
  • Hidrojenli pil sistemleri aracılığıyla sürdürülebilir hareketliliğe yatırım yapmak; CO2 salınımını azaltmak ve hava kalitesini artırmak

2015 yılındaki Paris İklim Değişikliği Zirvesi’nde imzalanan uzlaşma çerçevesinde, küresel sıcaklık artışını 2 santigrat derecenin altında tutmaya ve taşımacılık sektöründeki karbon üretimini sınırlandırmaya yardım edecek.

Nokian Tyres’in çevre politikası nedir?

Nokian Tyres, iklim değişikliğine karşı daha etik ürünler sunarak ekolojik bir çözüm geliştirmeyi planlıyor. Lastik üreticisi, biyolojik malzemeler içeren ve çevreye karşı daha duyarlı lastik kılıfları sunuyor. Bu imalat tekniği, geleneksel plastik kılıf üretimine kıyasla %75’e kadar daha az karbondioksit salınımı oluşturuyor.  Nokian, yalnızca Finlandiya ve Norveç’te yaklaşık 40 bin kg’a yakın plastik kullanıyor. Dolayısyla yeşil PE (polietilen) ve LDPE (düşük yoğunluklu polietilen) içerikli kılıflar, üretim sürecinde yaklaşık 20 ton karbondioksit ortaya çıkarırken saf plastikten üretilen kılıflar 88 ton CO2, geri dönüştürülmüş plastikten üretilen kılıflar ise 44 ton CO2 salınımına neden oluyor.

Nokian’ın bu lastik kılıfları, “I’m green” işaretlemesine sahip. Bu işaretleme, üründeki hammaddelerin çevreye daha duyarlı olduğunu gösteriyor. Nokian’ın kılıflarında kullanılan biyolojik kökenli şeker kamışı etileni, doğada gelişmi sırasında emdiği CO2 sayesinde, lastik kılıflarının neden olduğu nihai sera etkili salınım miktarı da düşüyor.

Sürücülerin uygulayabileceği çevreci tüketim davranışları?

Dünya çapında birçok marka ave özelikle de birçok lastik üreticisi, çevresel etkilerini düşürmek için yeşil bir ekonomi ve sürdürülebilir bir kalkınma stratejisini benimsenmiş durumda. 

Her geçen gün daha fazla dünya markası ve özellikle de lastik markası, yeşil bir ekonomi ve sürdürülebilir bir kalkınma düşüncesiyle enerji dönüşümlerini hızlandırıyor. Tüketiciler olarak biz de daha temiz ve çevreye karşı daha duyarlı bir hareketliliğe katkı sağlayabiliriz. Buna destek olacak bazı kullanım alışkanlıkları:

  • Diş derinliği yasal aşınma seviyesine ulaşan lastikleri, yeşil lastikler ile değiştirmek
  • Eko-sürüş olarak adlandırılan çevreye duyarlı sürüş alışkanlarını yerine getirmek
  • Ortak otomobil kullanımının yaygınlaşması

Bu makaleyi istediğiniz yerde paylaşın!

İlginizi çekebilecek makaleler:

  • Makaleyi oku
  • Makaleyi oku
  • Makaleyi oku
  • Makaleyi oku